Bir teknoloji firması bir futbol kulübünü satın alır mı?
2000 yılında amatör bir spor kulübü olan Hoffenheim, deyim yerindeyse bir “mahalle takımı”ydı. SAP‘ın kurucularından Dietmar Hopp ise bir plazanın en üst katında sıkıcı bir toplantıdayken yerinden kalktı, camdan dışarıyı izlerken bu mahalle takımını fark ederek, “satın alalım bunu” dedi.
Hopp, kulübe sağladığı maddi desteğin yanı sıra, finansal ve yönetimsel konuların profesyonelce halledilmesi için SAP ürünlerini kulübe entegre etti. İlk defa bir mahalle takımı, dünyanın en profesyonel finansal yazılımıyla idare ediliyordu. Delilikle dahilik arasındaki ince çizgide olan bu herif, bununla yetinmedi. Futbolun matematiksel yanlarını gördü ve futbolcuların antrenmanlarındaki başarılarını ölçen sistemler geliştirdi. Şuanda da Hoffenheim takımında tüm oyuncular antrenmanlarda özel ölçüm cihazları sayesinde takip ediliyorlar. Futbolcuların tüm fiziksel verileri (kaslarının iletkenliği, yaktıkları kalori, adımlarının uzunlukları, kalp ritmleri vs.) SAP HANA teknolojisi ile işlenerek gerçek zamanlı analizler yapılabiliyor. Tüm bunları teknik ekip, Ipad’lerinden izleyebiliyorlar. Bununla ilgili teknik ekipten bir röportaj (İngilizce):
Hoffenheim, çok başarılı bir 7 yıl geçirdi ve 2008’de Almanya’nın süper ligi olan Bundesliga‘ya yükselmeyi başardı. 2008-2009 sezonunda ligi lider götürürken, forvet oyuncusu Ibisevic’in sakatlanması nedeniyle ikinci oldu.
Şüphesiz ki Hoffenheim’ın bu başarısında Hopp’un yatırdığı paranın rolü çok büyük. Ama gerçekten 7 yıl içinde tüm ligleri atlayıp mahalle takımlığından Bundesliga ikinciliğine dönüşmek salt para ile mümkün olabilir mi? Şüphesiz, hayır. Olsaydı ülkemizde de Cem Uzan’ın milyarlar yağdırdığı Adanaspor ve İstanbulspor da benzer başarılar edinebilirlerdi.
Firmaların yönetimsel ve finansal süreçlerini kontrol etmek üzere icat edilmiş bir yazılım, bir mahalle takımını, Bundesliga ikincisi haline dönüştürmüştü. Bu, spor tarihinde bir ilkti. Teknoloji tarihinde de.
Hoffenheim ile ilgili son olarak sınırlı seviyedeki Almancamla kelimeyi size tanıtmak isterim. “hoffen” (ing. hope) “umut etmek” demek; “(die) Heim” ise (ing. Home) “yuva, yurt” demek. “Umutların yurdu” gibi bir anlam taşıyan Hoffenheim’in hikayesi adıyla ironik.
Bugün ise benzer bir süreç ülkemizin en köklü takımlarından birinde yaşanıyor ve hikayesi çok güzel ama henüz bundan bahsedemiyorum. Hoffenheim hikayesini ve bunu, SAP Türkiye COO’su Uğur Candan‘ın (gerçekten hayranlık uyandıran bir adam), M.Ü İşletme Enformatiği bölümünde vermiş olduğu söyleşisinde öğrendim. Kendisi izin verdiğinde (şimdilik veremiyor) diğer hikayeyi de yazmayı çok istiyorum.
Bilgi Notu: Futbol müsabakalarında özel kameralar ile çok çeşitli veriler elde edebilmek mümkün ve ediliyor. Alman Futbol Federasyonu bu verileri kulüplere ücretsiz olarak veriyor, ama çoğu ülkede henüz bu veriler kulüplerle dahi paylaşılmıyor. Alman takımlarının son yıllarda dikkat çeken başarısı buna bağlanıyor.
Bir Cevap Yazın