Macbook mu? Kalsın.

yazar:

kategori:

Bu yazıdaki fikirlerim tamamen değişti. Yeni Mac Os Big Sur ile tamamen Apple’a geçtim. Yakında belki bununla ilgili bir şeyler yazarım.

Artık internette fotoğrafını bile bulamadığım ilk seri Casper Nirvana ile 2008 yılında ilk laptopuma kavuşmuştum. 2010 yılında kafayı yemesi ve defalarca servis görmesinin ardından garantisi bitmişti ve aşağıda görmüş olduğunuz döneminin ortalama laptoplarından Samsung R525 ile 2014 yılına kadar geldim. Hiçbir zaman bir laptopu 5 sene kullanan insan olamadım ne yazık ki. Bu aletle de performans sorunları yaşayıp kenara attım ama alet hala çalışıyor! Babam aktif olarak kullanıyor kendisini. Gerçekten ömürlük laptop yapmışlar:

Akabinde bunu da elden çıkarmamla, o zamanki patronumun da teşvikiyle, henüz yeni açılmış olan Zorlu Apple Store’dan ilk Macbook Air’imi (Macbook Air Early 2014) edindim ve yeni bir dönem başlamış oldu. 2019 yılının son günlerine kadar kullandım (yine 5 yıl değildir, kesin 4 yıl 11 ay filan kullanmışımdır).

Yoğun iş tempomda beni çıldırtmaya başlaması üzerine yaklaşık 4 ay süren fiyat araştırmaları, bütçe denkleştirme, ince eleme sonunda, Letgo’dan yazıştığım bir al-satçı (evet laptopun bile alsatçısı var ülkede, ülke olarak bir şeyleri alıp satmayı ne kadar seviyoruz.) ile, 4 duble rakı içmiş haldeyken 2019’un soğuk bir kış gecesi saat 01.00 sularında gerekli testleri yapıp (o saatte HDMI yuvasını bile test ettim aletin) Macbook Air’imi üzerine 1.000 TL ekleyerek Dell Latitude E7470 Ultrabook adlı aşağıdaki canavarla takas ettim. Bu görmüş olduğunuz minnoş orjinalinde i7 ve 8 GB Ram ile geliyorken, aldığım kişi ekstra bir 8 GB Ram daha takmış. ALET UÇUYOR.

Canım laptopum.

En başarısız olduğum ikinci el bir şey alma / bir şey satma hususlarında, bugüne kadar yaptığım tek başarılı işlemin bu olduğunu düşünüyorum.

Macbook’a tövbe edişimin sebepleri ise çok fazla olmakla birlikte, birçok insanın Macbook kullanmak için geçerli bir sebebi olduğunu düşünmediğimi de küstahça belirtmek isterim.

En temel sebep, artık çağın gerisinde kalmış bir modelini kullanıyor olmamdı. 4 GB Ram günümüzde en temel ofis işlemlerini yürütmek için bile oldukça yetersiz. Son zamanlarda 6-7 tane Chrome sekmesini aynı anda yürütemez olmuştu. Benim kullanımıma göre Macbook Pro daha iyi bir cihaz olacaktı belki de ama o paraya öküz alırız afedersiniz.

Şimdi sizi de Macbook alma niyetinizden vazgeçirecek, elinizdekini satılığa çıkarttıracak sebeplerime:

  • Hakkını yiyemem ilk aldığım günden son bir yılına kadar şarj durumu epey iyi gidiyordu. Son zamanlarda bile full şarjla yarım gün idare götürüyordu. Şuanki canavarım ise full şarjla tüm günü çıkarıyor.
  • Macintosh’un en güncel sürümü, cihazın özellikleri için fazla ağır geldi ve bilgisayar çok ağırlaştı. Chrome deneyimim bile berbat bir hale gelmişti. Artık böyle sorunlarım yok.
  • Fanı çok fazla çalışmaya başlamıştı ki, Macbook Air’ler pek buna göre tasarlanmış cihazlar değil.
  • Excel başta olmak üzere Office ürünleriyle fazla haşır neşirim ve (belki kasıtlı olarak öyle yapılan) iğrenç arayüzünden gına gelmişti. Office ürünlerini çok kullanıyorsanız Macbook kullanmak çok manasız. Office’in Mac versiyonu, kötü bir taklidi gibi bir şey.
  • İki ofisim var. Hayatımda iki tane masaüstü bilgisayar var ve Windows tabanlı. Mobil bilgisayarımın da böyle olması mantıklı olandı.
  • ÇOK PAHALIYDI. Yeni bir Macbook alınacak parayla piyasadaki en kaliteli bilgisayarı alıp üzerine birkaç gece alem yapabiliyorsunuz. Ki, kaliteli bilgisayarlar da oldukça pahalı, döviz kurları sağolsun. Dolayısıyla ikinci el cihaz alarak bir riske girdim, bir önyargıyı yendim. Şansım yaver gitti, sıfır almış kadar memnunum.
  • Yazılım desteğine ihtiyaç duymaya başladım. Kullandığım biri iki yazılımın belki muadili olsa da kendilerinin Mac sürümü yok.
  • Thunderbolt girişi daima problem yaratıyordu. Harici ekranlara, sunum cihazlarına bağlamakta hep problem yaşıyordum. Şimdi gül gibi HDMI yuvam var.
  • Steve Jobs’u sevmiyorum, Bill Gates’in getir götürünü yapar.
  • Macbook’un terchi sebebi olduğu bir çok arayüz avantajını Windows 10’un büyük oranda yakaladığını düşünüyorum.

Şuanda ufak bir servet yapmayı başarabilirsem radarımda bir başka bilgisayar daha var ve ihtiyacı ve imkanı olanlara öneririm: (deneme şansım olmasa da hakkında okuduğum incelemenin, izlediğim videonun haddi hesabı yok) Dell XPS 13. Bugünkü fiyatı 11.700 TL. Tam bir canavar kendileri, ileride inşallah tanışacağız. Macbook’ta özlediğim tek şey ise sanırım klavye ışıkları. Bir ultrabook olarak dizayn edilmesine rağmen şuan kullandığım cihazda klavye ışığı bulunmuyor. Tek mutsuzluğum o kendisiyle. Bunun yanı sıra, üretimi durmuş, şuan aktif olarak sıfırını satın alabileceğiniz bir cihaz değil. Piyasadaki ultrabooklara göre küçük bir miktar daha kalın ama ağırlık olarak (benim için çok önemli, sırtım ağrıyor) bir çoğundan daha iyi.

Günün ortalama 8 saatini veya fazlasını bilgisayarda geçiriyorsanız o sizin ekmek tekneniz haline geliyor. Dolayısıyla iyi bir tekne seçmekte her zaman fayda var. Üretkenliğinizi ve konforunuzu arttıracak şeyler -abartılmadığı sürece- bir harcama değil, kıymetli bir yatırım diye düşünüyorum.

Nazarımda ise -servisiyle hiç muhatap olmadım ama şanını duydum, evden gelip alıyorlar vs.- Dell bu alanda tercih edilecek en klas marka. Multiligo’da da Dell’in Vostro modelini tercih ettik. Kilogram olarak göründüğünden biraz daha ağır çıkması dışında hiçbir şikayetimiz yok kendisinden.

Kurguculuk, tasarımcılık vb. sektörlerde çok tercih edildiğini biliyorum. Ama bu mesleklerde değilseniz gerçekten neden Macbook istediğinizi bir kez daha düşünün. Zaten yenisini almaya gittiğinizde düşüneceksiniz.


Yorumlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: