Ülkemizde “trabzon hurması, hurma, cennet elması, çin hurması” vb. adlarla bilinen çok lezzetli bir meyve bu: trabzon hurması. Adında bile birliğe varılamamış bu meyveyi çoğu insan ne yazık ki bilmiyor. Yunanca’da “kutsal tohum” anlamına gelen “diospyros” ve Japonca’da bitki anlamındaki “kaki-no-ki” kelimelerinin birleşimi ile Latince’de “diospyros kaki” olarak tanımlanmış. İngilizcesi ise Persimmon. Meyvenin anavatanı Japonya ve Çin.
Az bilinen ve az tüketilen bir meyve olarak trabzon hurması, günümüzde lezzetini “modern tarım uygulamaları” sebebiyle kaybetmiş olan bir çok meyveye nazaran “doğal” ve gerçekten çok lezzetli. Şeker oranı çok yüksek olmakla birlikte (bu bakımdan diyette olanlar için biraz problemli), A vitamini, protein, B grubu vitaminleri, kalsiyum ve fosfat açısından çok zengin. Bu bakımdan özellikle çocuklar için de harika bir besin.
Dalında beklediği sürece “ham” olan ve koparılıp bekletildiğinde yumuşayarak olgunlaşan meyve gerçek bir “yemek sonrası tatlısı” değeri taşıyor. Bu meyveyle çok güzel görünen tarifler üretenler de yok değil. Kabak tatlısına (ki fazlasıyla şeker, sanayi tipi şeker, içeren bir tatlıdır) çok benzemesi sebebiyle “tahin” ile inanılmaz bir uyumda tüketilebilir gibi duruyor, henüz deneyemedim. Bir tarif de benden gelebilir 🙂
Bu inanılmaz meyveyi, Susurluk’un bir köyüne yaptığım kısa bir gezi esnasında, dalından on beş gün önce koparılıp olgunlaşmaya bırakılmış haldeyken yeme şansım oldu. 22 yaşında, yediğim hiçbir meyveden bu denli tat aldığımı hatırlamıyorum. Oradaki dostum sağolsun çantama hatırı sayılır bir miktarda koydu ve İstanbul’da da o lezzeti sürdürüyorum.
Eğer yetiştirme yapabileceğiniz bir alanınız varsa (bunun kıymetini umarım biliyorsunuzdur, yaşadığım yerde o kıymete hasret milyonlarca insan bulabilirim) trabzon hurmasının nasıl yetiştirileceği hakkında bilimsel bir makale de mevcut. Dr Caner Onur isimli bir ziraat mühendisi bu alanda bir makale yayınlamış. Buradan indirebilirsiniz.
Bu meyveyi, kabuklarını soyup ipe dizerek kurutup kuruyemiş olarak da tüketmek mümkün imiş ve bazı sanal marketlerden bu haliyle edinilebiliyor. Bu haliyle deneme şansım olmadı. Taze halini ise büyükşehirlerde dahi marketlerden edinebilirsiniz. Nakliye esnasında beklediği için zaten olgun halde olacaktır.
Çok yabancılaşmış olduğumuz doğa, nimetlerini bize vakur bir edayla sunmaya devam ediyor. Fikrini değiştirmeden, bu nimetleri tatmaya -mümkünse yaşatmaya- çalışmak gerek.
Bir Cevap Yazın